YAŞAYAN İSLAM

Dört Büyük Melek

DÖRT BÜYÜK MELEK
 
Cenâb-i ALLAH'in bütün melekler içinde üstün kildigi dört büyük melek.
Melek kelimesi Arapça'da "haberci" anlamina gelmektedir. Çogulu "melâike" olarak gelmekte ise de, gerek Türkçe'de ve gerekse Arapça'da çogul manasina "melek"' olarak da kullanilmaktadir.
 
 
Melekler, ruh gibi lâtif, nûrâni, mahiyetleri Allah katinda malum, varliklari bizim dünyamiza ait olmayan fakat insanlarla ilgili bir takim görevleri bulunan varliklardir. Akil ve nutuklari olup; sehvet ve gadap gibi be$eri ihtiraslari, yemeleri, içmeleri yoktur. Evlenmek, dogmak ve dogurmaktan uzaktirlar. Çesitli sekillere girebilirler. Allah'in emrine asla isyan etmezler, yerde ve gökte bir takim vazifeler ile mesgul olurlar. Daima Yüce Allah'i tesbih ve zikrederler. Meleklerin bu özellikleri için bakiniz: (el-En'âm, 6/9,100; el-Hicr 15/8; el-Fâtir 35/1; el-Meâric 70/4)
 
 
 
 
Meleklerin sayisi ve her birinin hangi islerle vazifeli olduklari bizce malûm degildir. Ancak bunlardan bir kismi ve vazifeleri Kur'an-i Kerîm'de ve Hz. Peygamber'in hadislerinde bildirilmistir. Bu bilgilere göre"büyük melekler" olarak taninan dört melek vardir ki, bunlar: Cebrâil, Azrail, Israfil ve Mikâil'dir.
 
 
Cebrâil as:
Kur'an'da üç yerde "Cibrîl" olarak geçmekte (el-Bakara 2/97, 98; et-Tahrim 66/4) diger bazi ayetlerde de kendisinden Rûhu'l-Kudüs ve Rûh olarak bahsedilmektedir. (el-Bakara 2/87, 253; el-Mâide 5/110).
Vazifesi, Allah'in emir ve nehiylerini peygamberlerine bildirmektir. Bütün vahiy onun vasitasiyla nazil olmustur.
 
Cebrâil, bu görevi yerine getirirken peygamberimize çesitli sekil ve suretlerde gelirdi. Birçok defa insan seklinde bu görevini ifa ederdi. Insan sekline girdiginde daha ziyade Dihye isimli sahabenin kiliginda, bazan da normal bir bedevî olarak gelirdi ki, "Cibrîl hadisi" diye bilinen hadisin vukûunda Hz. Peygamber'e bu kilikta gelmistir.
 
Cebrâil bu gelislerinin sadece iki defasinda aslî suretinde görünmüstür. Bunlardan birisi (en-Necm, 53/6-7) ayetlerinin nuzûlünde, digeri ise yine Necm suresinin 13. ve 14. ayetlerinin nuzûlü esnasindadir (Tecrid-i Sarih Tercümesi, IX, 95).
 
 
Azrâil as:
Kur'an-i Kerîm'de
"Melekü'l-mevt" ( = ölüm melegi) olarak geçmektedir. " Ey Muhammed de ki; size vekil kilinan ölüm melegi caninizi alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz." (es-Secde, 32/11)
Allah'in emri ve izni ile canlilarin, ölecekleri zaman canlarini almakla vazifelidir.
 
 
Israfil as:
Kur'an'da "Isrâfil" olarak ismi geçmemektedir. Ancak, kiyametin vukûu ile ilgili ayette "(Isrâfil tarafindan birinci sefer) Sûr'a üflenince Allah'in diledigi (melekler) müstesna göklerde olanlar ve yerde olanlar bayilirlar (ölürler). Sonra Sûr'a (ikinci defa) üflenince ölüler mezarlarindan kalkip bakinip dururlar." (ez-Zümer 39/68) buyurulmakta, dolayisiyla isim olarak olmasa da bu melegin vazifesi bu ayetle belirtilmektedir. 
 
 
Buradan kiyametin ve ahiret gününün yani yeniden dirilmenin baslangicinda bir Sûr'a üfürme olacagi anlasilmaktadir ki, bu isle vazifeli melek Isrâfil (a.s.) dir. Bu görevinden dolayý Ýsrafil'e "Sûr meleði" ismi de verilmektedir.
Ayrica Isrâfil'in, "Levh-i Mahfuz"* da yazilanlari okumak ve ilgili melege haber vermekle de görevli oldugu bilinmektedir.
 
 
 
Mikâil as:
 
Kur'an-i Kerîm'de bir yerde "Mikâil" olarak zikredilmektedir. (el-Bakara 2/98)
Mikâil'in görevi: yagmurun yagdirilmasi, rüzgârin estirilmesi ve mevsimlerin tanzimi gibi tabiat olaylarini Allah'in emri ve izni ile vukua getirmektir.
 
 
Bu dört melegin disinda, her insanin yaninda bulunan ve daima onun küçük, büyük, gizli ve asikâr yaptigi bütün isleri yazan melekler vardir ki, bunlara "Kirâmen kâtibîn"* denir. Ayrica öldükten sonra kabirde sual sormakla vazifeli "Münker* ve Nekir"* melekleri de vardir.
 
 
 
Meleklere inanmak, müslümanlginn iman ve itikat esaslarindandir. Inanmayan, müslüman olamaz; inkâr eden de dinden çikar. Zira, Kur'an-ý Kerîm'de meleklerin varligindan bahsedilmekte, bir kisminin ise bizzat isimleri geçmektedir. 
 
 
Yüce Allah söyle buyuruyor: "Her kim Allah'a ve meleklerine ve peygamberlerine ve Cibrîl'e ve Mikâil'e düsman olursa Allah da kâfirlere düsmandir" (el-Bakara 2/98). Ayrica Kur'an'da Fâtir suresinin bir diger adi da "Melâike suresi"dir.
Melekler, bilfiil vardir. Onlari görememis olmamiz onlarin yoklugu yolunda bir delil teskil etmez.
 
 
 Onlarin bizim tarafimizdan görülmemesi, farkli bir sekilde yaratilmis bulunmalarindan, vücudlarinin rûhânî ve nûrâni olmalarindandir. Bizim gözümüz ise onlari görebilecek sekilde yaratilmamistir. Nitekim kendi aklimizi ve ruhumuzu da göremiyoruz, fakat onlarin varligina inaniyoruz.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol