YAŞAYAN İSLAM

Ebu Turab

Horasan bölgesinde büyük velilerden ve şafii     mezhebi fıkıh alemi. Dukuzuncu yüzyılda yaşamış- tır. İsmi Asker bin Hüseyin'dir. Ebu Türâb       künyesiyle ve Naşebî nisbiyle meşhur olmuştur.   Doğum yeri ve bilinmektedir. 859 (hiçri.245)     senesinde vefât etmiştir.                        
                                                 
Horasanlı olan  Ebu Türab-ı Nahşebi, zamanının   alimlerinden ilim tahşil etti. Akli Nakli ilim-  lerde âlim oldu.Ahmet bin Hanbel'in ilim meclis- lerinde bulundu . Allahü teâlânın emirlerini     yapıp, yasaklarından şiddetle kacındı. Peygamber efendimizin sünnet-i seniyesine fazilet ve güzel ahlâk sâhibi yüksek bir veli oldu.               
                                                 
Ebu türâb-ı Nahşebî'nin ilim ve faziletteki      üstünlüğü işten insanlar onun gittiği yerlerde   etrafına toplanarak sohbetlerinden , hikmetli ve tesirli sözlerinden istifade ettiler.            
Ebu turâb-ı nahşebi zamanında yaşayan sûhâil     isminde bir genç vardı Sûhail sürekli içer  ve   serhoş gezer Ancak Allah dostlarını cok severdi  birgün Ebu Binnat adında bir zad Ebu Türâb'a     hakaret edinçe sûhail Ebu Binnat'a ben allah     dostlarına sözsüyletmem diyerek döver.           
                                                 
Ebu Binnat iki kişiye para vererek Süheil'i      öldürmelerini ister. Adamlar Süheil'i bir küşede sıkıştırarak düvmeye başlarlar tam bu sırada bir ses duyulur bırakın süheil'i bu ses Ebu Turab'ın sesidir. Ertesigün Ebu Turab bir yulculuğa cıkar. Süheil bir rüya görür rüyasında öldüğünü görür.  Rüyasında öldüğünü melekler işte hayatını        serhoşlukla geciren bir adam Ebu Turab bu adam   tüvbekâr olacak dünyaya geri gönderin bir ses Ebu Turabın Kefareti kabul edildi der. Süheil        uyanınca tövbe eder. Hocası Ebu Turab'ın da buna şahit olmasını ister. Ebu Turab yolculukdan      dönünce Süheil'in yanına gider. Süheil Efendim   ben tövbekâr oldum sizde bana mahşer gönü        şahitlik edermisiniz der. Ebu Turab evldım biz   sana kefil olmadıkmı der. O gece Ebu Turab bir   rüya görür ruyasında Hocasının yanında kalabalık vardır. Efendim nedir bu kalabalık diye sorar.   hoca'sı Ebu Turab o genç öldü burdakilerde Hz.   Adem A.S dan Peygamber efendimize kadar olan     peygamberlerdir der. Uyanır sabah Namazı olmuştur mescde gittiğinde her zamankinden daha kalabalık olduğunu görür. Talebesine evladım nedir bu      kalabalık. Efendim Rüyamda Süheil öldü kim onun  cenazesine katılırsa tüm günahları af olunacaktır Burdaki herkes aynı rüyayı görmüşler. Cenazeye   herkes katılır yalnız Ebu Binnat katılmaz.       
                                                 
Ebu Turab bir yolculuğa cıkar uzun zaman da geri dünmez. Ebu Binnat bir kervanla basraya tiçarete gidecektir tam kervan yola cıkma üzreyken Ebu    Binnat'ın çoçuğu hastalanır kervan yola cıkar Ebu Binnat'da peşlerinden yola cıkar giderken çölde  önüne bir Aslan cıkar. At Aslandan Örker Ebu     Binnatı üzerinden yere atar. Aslan Ebu Binnat'ın üzerine gelir. Ebu Binnat az ilere bir adam      görürü yanına gidince Ebu Turab'ı yanındada kendi atı var. Hayel gördüğünü sana Ebu Binnat atını ce yerde gördüğü matarayı alır ve kervana yetişir   matarayı gören deveci tanır ve bu hocamın        matarası nerde buldun diye sorar. Gördüğünü hayel olmadığını anlayan Ebu Binnat hemen geri döner ve ya Ebu Turab affet beni ben bilemedim diye yanına koşar. Ebu Turab'a dukununca öldüğünü anlar.     Yaptıklarından pişman olan Ebu Binnat ömrünü geri kalanın Allah'a iyi bir kol olarak geçirmeye     calışmşıtır.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol