Hz. Salih A.S.
Sâlih Peygamber Semud kavmine gönderilen peygamber olup Nuh aleyhisselamin ogullarindan Sam'in neslinden olup Hz.Âdem'in 19. kusaktan torunudur. Âd kavmi helâk olduktan sonra felaketten kurtulanlardan Semud, Sam ile Hicaz arasindaki Hicr denilen yere yerlesti. Semud'un torunlari Ad'in helâk oldugu yere gidip yerlestiler.Reisleri de Cenda bin Amr isminde birisi idi. Zamanla bolluga kavusup Ad kavmi gibi azdilar. Taslardan yaptiklari putlara taptilar. Iste bu diyarda Hz. Sâlih dogup büyüdü. Kücük yastan itibaren putlara tapmazdi, ve ileride kendisinin Semûd'e lâzim olabilecegi icin ona kimse birsey diyemezdi. Azginliklarindan dolayi Allahü Teâlâ onlara Sâlih aleyhisselami peygamber olarak gönderdi : « Biz Semûd kavmine kardesleri Salih'i (gönderdik) » . Hz.Sâlih onlari putlara tapmaktan men'edip azginliklarindan sakindirdi. Onlari imâna davet edip Hz. Nuh'un dinini teblig etti. Bircok kavim gibi Semud'un cogu Sâlih peygambere isyan, azi imân etti : «Dediler ki: Sen, olsa olsa iyice büyülenmis birisin! Sen de ancak bizim gibi bir insansin » . Bütün hakaretlere ragmen Hz.Sâlih onlari tatli dille imâna cagirdi ise de Semud peygamberini büyülenmis yalanci ve büyüklenen diye itham etmeyi birakmadi. Yüce Allah taskinliklarindan dolayi Semud'un kadinlarini kisir birakti. Agaclar kuruyup meyve vermedi, hayvanlar yavrulamaz oldu. Bu durum karsisinda Sâlih âleyhisselama hâkâret edip onu ölümle tehdit ettiler. Peygamberliginin kaniti icin ondan bir mucize isteyip, mucize gösterdigi takdirce ona inanacaklarina söz verdiler. Kayadan bir deve meydana gelmesini istediler. Deve olmasini istedikleri kaya büyüyüp gebe bir deve sekline döndü. Deve'nin yavrulamasi üzerine bazilari imân etti. Devenin memesinden akan sütten Semudlular kaplarini doldurdular. Sâlih aleyhisselam devenin kayadan cikmasi üzerine kavmine: « Ey kâvmim, Allah'a kulluk ediniz! O Allah ki, sizin icin O'ndan baska ibâdet edecek hic bir ilâh yoktur. Onu kendi hâline birakiniz! Sakin ona bir fenalik etmeyiniz! Sonra sizi cok elemli bir azap yakalar. Iste su deve peygamberligimin dogruluguna bir delildir. Bu kuyunun suyunu nöbetle muayyen bir gün devenin icme hakki vardir. Muayyen bir gün de sizin icme hakkiniz vardir. Sakin bu deveye fenâlik dokundurmayiniz! Sonra sizi büyük bir günün azâbi yakalar » . Ama Semudlular bunu dinlemeyip devenin ayaklarini kesip öldürdüler: «Buna ragmen onlar deveyi kestiler; ama pisman da oldular» . Bu - igrenc - isi baslarinin Kudar bin Sâlif isimli 9 kisilik bir grup yapti . Hz.Sâlih ile alay edip:'Eger hakikaten peygamber isen bize vâd ettigin azâbi getir' dediler : « Büyüklük taslayanlar dediler ki: 'Biz de sizin inandiginizi inkar edenlerdeniz. Derken o disi deveyi ayaklarini keserek öldürdüler ve Rablerinin emrinden disari ciktilar da: Ey Sâlih! Eger sen gercekten peygamberdensen bizi tehditettigin azabi bize getir, dediler» . Devenin bastigi yerden kan fiskirdigini, agaclarin yapraklarinin kizardigini, kuyulardaki suyun kan kirmizisi, yüzlerinin sapsari oldugunu gördüler ve birbirlerine haber verdiler. Allahü Teâlâ Sâlih âleyhisselama o beldeyi terk etmelerini ve bir siddetli azabin gelecegini vahyetmesi üzerine Hz.Sâlih ve kendisine imân eden 4000 kisi ile birlikte orayi terk ettiler. Semudlularin yüzleri ise kana boyanmis gibi kipkirmizi, daha sonra da simsiyah oldu. Cebrail aleyhisselam onlari bir sabah vakti sayha ile azablandirdi. Semud'un muhkem binalari bile kendilerini kurtarmadi ve onlar sayhanin siddetinden hepsinin ödleri patlayarak helâk oldu: «(Bu azginlara) azabim ve uyarilarim nasil oldu! Biz onlarin üzerlerine korkunc bir ses gönderdik. Hemen hayvan agilina konan kuru ot gibi oldular » . Ancak birisi sayha'dan kurtulmustu. Bunun ismi Ebû Rigâl isminde birisi idi. Ebû Rigâl Semûd'un helâk oldugu sirada Mekke-i Mükerremede Harem-Serif'de idi. Bu sebepten dolayi ona musibetten bir sey isâbet etmedi. Günlerden bir gün Harem'den ciktiginda gökten bir tas düsüp onu öldürdü. Resulallah Hicr'e ugradigi vakit buyurdu ki: « Mucize istemeyiniz. Muhakkak ki Sâlih'in kavmi mucize istedi de, Allahü Teâlâ onlara deve gönderdi. Deve bu yoldan suya gider, su taraftan giderdi. Sonra onlar, Rablerinin emrinden (hak sözden) dönüp haddi astilar. Allah'in hareminde olan bir kisi disinda (ve imân edenler müstesna) Semûd kavminden herkesi helâk eden bir sayha onlari yakalayiverdi» Bunun kim oldugu sorusuna:« Ebû Rigâl'dir. Harem'den ciktiginda isâbet eden azâb ona da isâbet etti» dedi. Sâlih peygamber bundan sonra imân edenlerle birlikte Mekke veya Sam taraflarina gitti (Elmaliya göre ise Filistine gitti) , Remle'de yerlesti. Mekke'de vefat edip Kâbe-i Muazzama yaninda defn edildi. Hz. Sâlih'in deve mucizesinden hâric baska mucizeleri sunlardi: -Sâlih peygamberin duasi üzerine- meyvesiz agaclarin meyve vermesi, tastan su cikmasi ve bir Semûd'lunun Hz.Sâlih'in cadirini yakmasi üzerine onun yanmamasi.
SEMUD KAVMİ
Allah'ın dinine karşı gelmelerinden ve azgınlıklarından dolayı Allah tarafından helak edilerek yok edilen topuluklardan biri de Semud kavmidir. Kuran'da bildirildiğine göre Semud kavmi, gücü ve zenginliği olan, birçok sanat eserine sahip bir topluluktu. Semud kavminin bu özelliklerini bildiren ayetler şöyledir:
(Allah'ın) Ad (kavminden) sonra sizi halifeler kıldığını ve sizi yeryüzünde (güç ve servetle) yerleştirdiğini hatırlayın. Ki onun düzlüklerinde köşkler kuruyor, dağlardan evler yontuyordunuz. Şu halde Allah'ın nimetlerini hatırlayın, yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın. (Araf Suresi, 74)
Bir başka ayette ise Semud kavminin içinde yaşadığı ortam şöyle tarif edilmektedir:
"Siz burada güvenlik içinde mi bırakılacaksınız?"
"Bahçelerin, pınarların içinde,"
"Ekinler ve yumuşak tomurcuklu göz alıcı hurmalıklar arasında?"
"Dağlardan ustalıkla zevkli evler yontuyorsunuz." (Şuara Suresi, 146-149)
Bu yaşadığı refah ortamı içinde şımaran Semud kavmini Allah'ın azabı ve ahiret hayatı ile uyarıp korkutması için Allah, Hz. Salih'i elçisi olarak görevlendirmiştir. Hz. Salih kendi kavmi içinde tanınan biridir ve kavmi onun, kendilerini içinde bulundukları sapkınlıktan uzaklaşmaya çağırması karşısında şaşkınlığa düşmüştür. Salih Peygamber'in anlattıklarına halkın çok az bir kısmı uymuş ve çoğu ise anlattıklarını kabul etmemiştir.
Hz. Salih'i inkar edenlerin başında kavmin önde gelenleri vardı ve bu kişiler sahip oldukları maddi güce dayanarak peygamberlerine karşı düşmanca bir tavır takındılar. Hz. Salih'e inananları güçsüz duruma düşürmeye, onları baskı altına almaya çalıştılar. Hz. Salih'in kendilerini Allah'a ibadet etmeye çağırmasına öfke duyuyorlardı. Bu öfke sadece Semud halkına özgü de değildi aslında; Semud kavmi, kendisinden önce yaşayan Nuh ve Ad kavimlerinin yaptığı hatayı yapıyordu. Bu nedenle Kuran'da bu üç toplumdan şöyle söz edilir:
Sizden öncekilerin, Nuh kavminin, Ad ve Semud ile onlardan sonra gelenlerin haberi size gelmedi mi? Ki onları, Allah'tan başkası bilmez. Elçileri onlara apaçık delillerle gelmişlerdi de, ellerini ağızlarına götürüp (öfkelerinden ısırdılar) ve dediler ki: "Tartışmasız, biz sizin kendisiyle gönderildiğiniz şeyleri inkar ettik ve bizi kendisine çağırdığınız şeyden de gerçekten kuşku verici bir tereddüt içindeyiz. (İbrahim Suresi, 9)
Semud Kavmi Salih Peygamber'e karşı gelmekte kararlıydı, hatta onu öldürmek için plan dahi yapıyorlardı. Dünya hayatının geçici süsleri ile aldanarak bunların hiçbir zaman yok olmayacağını zanneden Semud kavminin önde gelenlerini, Salih Peygamber "Siz burada güvenlik içinde mi bırakılacaksınız?" (Şuara Suresi, 146) sözüyle uyarmıştır. Gerçekten de bu kavim, Allah'ın kendilerine vereceği azaptan habersiz olarak azgınlığını şiddetlendirmiştir. Ve Hz. Salih'e "Ey Salih, eğer gerçekten gönderilenlerden (bir peygamber) isen, vadettiğin şeyi getir, bakalım" (Araf Suresi, 77) diyebilecek kadar inkar ve kibirde ileri giden bu topluluğa Hz. Salih, Allah'ın kendisine vahyetmesiyle, üç gün içinde helak olacaklarını bildirmiştir. (Hud Suresi, 65)
Nitekim gerçekten de Hz. Salih'in uyarısı gerçekleşmiş ve Semud kavmi helak edilmiştir:
O zulmedenleri dayanılmaz bir ses sarıverdi de kendi yurtlarında dizüstü çökmüş olarak sabahladılar. Sanki orada hiç refah içinde yaşamamışlar gibi. Haberiniz olsun; Semud (halkı) gerçekten Rablerine (karşı) inkar etmişlerdi. Haberiniz olsun; Semud (halkına Allah'ın rahmetinden) uzaklık (verildi.). (Hud Suresi, 67-68)
Yeryüzünda yaşamış hangi kavim olursa olsun, ne kadar büyük bir zenginlik ve ihtişama sahip olduğuna bakılmaksızın, azgınlık gösterdikleri takdirde Allah tarafından helak edilmişlerdir. Bugün, Semud kavminden, peygamberlerini öldürmeye varacak kadar azgınlaşan insanların ne elde ettikleri mallarından, ne de güçlerinden hiçbir eser yoktur. İsimleri dahi bilinmeyen bu insanların yaşamı, tüm diğer inkarcılar gibi cehennem hayatıyla son bulmuştur. Bu, her insanın ibret alarak düşünmesi gereken